Bu esen deli rüzgar “Anti Semitizm” olmasın?

İsrail’ in Gazzede yaptığı soykırım sonrası tüm dünyadan tepkiler yağmaya devam ediyor. Özellikle ülkemizin millet olarak sahip olduğu duygusallık burada daha fazla kendini göstermiş, tepkimiz daha ağır olmuştur. “Elimizden geleni değil elimizdeki herşeyi” sloganını ile toplanan yardımlar büyük ilgi görmüş, her kesim bu ortak tepkiye destek vermiş, Türk tarihinin “ezilenin yanında olma” adeti yerini bulmuştur.

Konferanslar, açık oturumlar, gösteriler, yürüyüşler ve protestolar İsrail mezalimi karşısında  her ne kadar çorbada tuzumuz bulunsunu geçemesede safımızı göstermek adına doğru olmuştur. Ancak bazı protestolarda karşılaşılan Hitler yanlısı pankartlar ve Yahudilere tehdit mesajları bu güzel tepkilerin üzerine kara bulut gibi çökmüş durumda.

Unutulmamalıdır ki İsrail dinsel bir davranış içinde değil tamamen devlet politikasıyla bu katliamı gerçekleştirmektedir ve buna karşı çıkan hatta eleştiren Yahudileri dahi bir bir ceza evlerine göndermektedir. Bu da bizim gerçek tepkimizi kime göstermemiz gerektiğini çok açık şekilde ortaya koymaktadır. Bizlerin tepkisi Yahudilere veya Museviliğe değil, İsrailin hala yürütüyor olduğu devlet politikasına olmalıdır.

Bir müslüman zulmeden ayrımı yapamaz. Burada fiil zulüm ise Hitlerin yaptığı da bir zulümdür ve bir müslümana göre zulmün daha iyisi diye birşey olamaz. Zulmü müslüman kimlikli birileri de gerçekleştirebilir -ki Saddam Hüseyin ile bunu çok net gördük. Bir grup radikal dincinin gerçekleştirdiği saldırıların tüm müslümanlığa mal edilmesi bizi nasıl derinden üzüyorsa aynı şekilde İsrail devletinin yaptığı bu katliamı bütün Musevilere mal etmenin aynı üzüntüyü vereceği unutulmamalıdır. Kaldı ki bünyesinde Musevi vatandaşları barındıran bir ülkede müslüman vatandaşlar iç içe yaşadığı insanları bu tür rahatsızlıklara sürüklememelidir. Anti semitizm de bir zulümdür ve bir zulme tepki müslümanları böyle bir zulme itmemelidir. 

Yavuz Selim ÇATALBAŞ